Banner

MEVZUAT
AVUKATLIK HUKUKU
MAKALELER
HUKUK HABERLERİ
FAYDALI BİLGİLER
İÇTİHATLAR
DİLEKÇE-FORM
ADLİ REHBER
İNSAN HAKLARI
HUKUK SÖZLÜĞÜ
DAVA TÜRLERİ
HUKUKİ BELGELER
 
Reklam Alanı

Host - Sponsor





   Yük Alacaklısının Hakkının İcrası

Yük Alacaklısının Hakkının İcrası
 
GİRİŞ

Gemi ve yük üzerinde kabul edildiği gibi bazı hallerde yük üzerinde de (deniz ödüncünde akdi) kanuni rehin hakkı öngörülmüştür. Buna yük alacaklısı hakkı denir. Bu hak genel olarak yük sahibinin sınırlı olarak sorumlu olduğu alacaklar için tanınmıştır.

Yük alacaklısı hakkı sahibinin diğer alacaklılara göre takip ve öncelik hakkı vardır. Ancak malların tedavülünü korumak bakımından, gemi alacaklısı hakkından farklı olarak, yükü iyiniyetle iktisap eden kimselere karşı takip hakkı yoktur. Takip hakkı, ancak yükün, donatan , kaptan veya gönderilende yahut rehin hakkını bilerek yükü almış olan üçüncü şahısta bulunduğu sürece mevcuttur (T.T.K. mad. 1077, 1176, 1204, 1232). Yük alacaklısı hakkı, yük üzerindeki diğer rehin haklarından önce gelir.

Yük alacaklısı hakkının doğduğu haller ise;
-Kaptan tarafından yük karşılık gösterilerek deniz ödüncünden doğan alacaklar (T.T.K. mad. 1159),
-Müşterek avarya neticesinde yüke düşen garame borcundan doğan alacaklar (T.T.K. mad. 1204),
-Yükün kurtarılması sebebiyle bir kurtarma-yardım ücreti alacağının doğması (T.T.K. mad. 1232),
-Taşıyanın navlun sözleşmesinden doğan alacakları (T.T.K. mad. 1077) hallerinde yük alacaklısı hakkı mevcuttur.

Yukarıda sayılan hallerden ilk üçünde borçlunun sorumluluğu yükle sınırlı, yani sınırlı ayni sorumluluktur; alacaklı alacağını cebren ancak yükten temin edebilir (T.T.K. mad. 1159, 1204/2, 1234/1) .

Yük alacaklısının rehin hakkı, temin edeceği alacağın doğmasıyla deniz ödüncünde akitten, diğer bütün hallerde kanundan doğar.
Rehin hakkının konusu yük ve belirli sürrogatlardan oluşan yük serveti (Ladungsvermögen)dir. Rehin hakkına mevzu olan yük servetinin içeriği, gemi alacaklarındaki geminin durumundan farklı olarak, bütün yük alacakları için aynı değildir: Deniz ödüncü alacaklısına yalnız rehnedilmiş olan yük, müşterek avarya garame alacaklısına sadece garame borçlusu yükler ve her birine düşen miktarlar için, kurtarma ve yardım alacaklılarına da kurtarılan yükler sorumludur; yani rehin hakkı yalnız bunlar üzerinde doğar .

Yük alacaklıları için üzerinde yük alacaklısı hakkı bulunan ve yükün yerine geçerek veya yükün yanı sıra;
-Yükün T.T.K. mad. 995 uyarınca satılması halinde, henüz ödenmemiş olduğu veya kaptanın elinde bulunduğu sürece, satış bedeli (T.T.K. mad. 1258 ve 1245/1),
-Müşterek avarya halinde feda edilen veya hasara uğrayan yük için verilecek tazminat (T.T.K. mad. 1258 ve 1256/1),
-Hukuka aykırı hareketiyle yükün ziya veya hasara uğramasına sebep olan üçüncü şahsın ödeyeceği tazminat değerleri de surrogat olarak sorumludur .

Yük alacaklısı hakkı;
-Yükün ziyaı; ancak bazı hallerde rehin hakkı belirli sürrogatlar üzerinde devam eder ,
-Alacağın ödeme,takas, feragat veya başka sebeplerle son bulması,
-Yükün cebri icra yoluyla satılması halinde yük üzerinde; ki karşılandığı oranda satış bedeli üzerine geçer,
-Yükün iyiniyet sahibi üçüncü kişinin eline geçmesi hallerinde sona erer .
Ayrıca, ?Rehin hakkı, yük alıkonulduğu veya tevdi edildiği yerde bulunduğu müddetçe bakidir; teslimden sonra dahi 30 gün içinde mahkemeye müracaat olunmak ve mal henüz gönderilenin zilyetliğinde bulunmak şartıyla devam eder? (T.T.K. mad. 1077). Yani, taşıyanın navlun sözleşmesinden doğan kanuni rehin hakkı, yükün gönderilene tesliminden itibaren yük gönderilende bulunmak kaydıyla, 30 gün içinde mahkemeye müracaat edilmemesiyle de düşer.

Yük alacaklısı hakları arasındaki sıranın tayininde; alacağın doğuş tarihi esas alınır. Buna göre yeni doğan önce doğana takaddüm eder (Grundsatz der Posterioritaet). Aynı zamanda doğanlar aynı sırada yer alır. Kaptanın aynı zaruret sebebiyle yapmış olduğu muamelelerden doğan alacaklar aynı zamanda doğmuş sayılır (T.T.K. mad.1258). Taşıyanın navlun mukavelesinden doğan kanuni rehin hakkı diğer bütün yük alacaklısı haklarından sonra gelir. Bunun sebebi navlun alacağı bakımından sorumluluğun sınırsız şahsi olmasıdır. Halbuki diğer alacaklar için yalnız yükle başka bir deyişle sınırlı ayni sorumluluk öngörülmektedir .















I. GENEL OLARAK

Deniz hukuku alanında, T.T.K. mad. 1235 ve 1258?de bahsedilen hallerden birindeki kanuni rehin hakkının doğumuna sebep olan borcun rızaen yerine getirilmesi halinde bir sorun doğmayacaktır. Donatan ve taşıyanın sorumluluğunun gerçeklik kazanabilmesi için bu borcun rızaen yerine getirilmemesi halinde, alacaklının hakkını almak için donatan ve taşıyanın malvarlığı ya da deniz servetine takip hukuku hükümleri gereğince cebri icra yoluyla müracaatında söz konusu olur.

Ayrıca deniz hukukunun ihtiyaç ve özelliklerine bağlı olarak takip hukuku alanında farklı bazı hükümler getirilmiştir .

Örneğin, yük üzerinde alacaklıya tanınan hak, kural olarak kanuni rehin hakkıdır. İ.İ.K.mad. 45 f. 1 ?Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir? diyerek eğer borçlu kanunca kendisine tanınan haktan feragat etmemişse, alacağı bir rehinle temin edilmiş olan alacaklının öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunmak zorunluluğundan bahsetmektedir. Bu hüküm İ.İ.K.?da yer almakla birlikte haddi zatında, takip hukukundan ziyade maddi hukuku ilgilendirmektedir . T.T.K. mad. 1242 f. 1 ile bu zorunluluğa istisna getirilerek gemi alacaklısı hakkında rehnin paraya çevrilmeden iflas yoluyla takip yapılması mümkün kılınmıştır. Ancak yük alacaklılarına bu yol açık değildir . Çünkü yük alacaklarında borçlu çok defa yükle sınırlı, yani sınırlı ayni mesuliyeti haizdir. Cebri iflas tehdidinde, alacağın yük serveti ile karşılanmayan kısmını yük alacaklısının, müflisin masaya dahil diğer mallarından, ki bunlar alacaklı bakımından kara serveti niteliğindedir, elde edebilmesi hukuken mümkün değildir. Ayrıca yine aynı madde gereğince İ.İ.K.?da rehinle temin edilmiş alacaklar için ihtiyati haczin istenemeyeceğine dair olan hükmü uygulanmaz.


II. YÜK ALACAKLISI HAKKININ TAKİP YOLU

Yük alacaklısı hakkı, T.T.K. mad. 1258 f.1?de belirtildiği gibi kanuni bir rehin hakkıdır. Bu hüküm muvacehesinde alacağın tahsili için takip edilecek yol İ.İ.K. mad. 145-153?de öngörülen yollardan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir, yani rehin hakkını realize etmek isteyen yük alacaklısı normal olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunacaktır.

Rehnin paraya çevrilmesi yolu, kural olarak bir ilamsız icra yoludur. Yani burada rehin alacaklısının takip yapabilmesi için bir mahkeme ilamı göstermesi gerekli değildir. Ancak alacak veya rehin hakkı veya her ikisi birden bir ilama ya da ilam niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa rehin alacaklısı ilamlı icra yoluna başvurur (İ.İ.K. mad. 150h).

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip usulü (ilamlı ya da ilamsız), haciz yoluyla takiptekine benzer. Yalnız burada haciz safhası yoktur. Çünkü alacaklı rehinli malın satış bedelinden tatmin edilecektir .












III. REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA İLAMSIZ TAKİP

Rehin alacaklısının rehin hakkı, bir ilama veya ilam niteliğinde bir belgeye bağlı değilse, alacaklının başvurabileceği yol kural olarak, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takiptir .

A. Takip Talebi

Takip talebi, genel haciz yolundakine benzerdir. Oradakinden farklı olarak, buradaki takip talebine rehinli menkul malın ne olduğu yazılır. Ayrıca takip talebinin borçlu hanesinde yük sahibi gözükecektir. Üzerinde rehin hakkı bulunan yük borçlunun mülkiyetinde bulunmadığı takdirde İ.İ.K. mad. 145 ve devamı gereğince malike yapılması lazım gelen tebliğler gönderilene, gönderilen bulunmaz veya yükü tesellümden kaçınırsa taşıtana yapılacaktır (T.T.K. mad. 1077 f.3). Bu sebeple yük malikini bildirme mecburiyeti yoktur. Takipte bulunan yük alacaklısının merhun yük ve gönderilen ve gerektiği takdirde taşıtanı bildirmesini yeterli saymak gerekir .

İ.İ.K. mad. 145, merhunun üzerinde sonra gelen rehin hakkı sahiplerini bildirme yükümlülüğü getirmiştir. Ancak burada yükün, teslimi meşrut şekildeki rehinden farklı olarak, yük alacaklısı zilyetliğinde bulunmamasıdır. Bu sebeple yük alacaklısı hakları alacakla birlikte kendiliğinden mevcudiyet kazanacaklarından bunların bilinmesine imkan yoktur ve böylece İ.İ.K. mad. 145?in getirdiği ilgili hüküm uygulanmaz.



B. Ödeme Emri ve Kesinleşmesi

Takip talebini alan icra dairesi, borçluya, merhun üzerinde sonradan gelen rehin hakkı sahiplerine ve gönderilene (veya taşıtana) birer ödeme emri gönderir. Ödeme emrine;
-takip talebindeki kayıtlar,
-ödeme süresinin 15 gün olduğu,
-yedi gün içinde itiraz olunmaz ve onbeş gün içinde borç ödenmezse rehnin satılacağı,
-borçlu yedi gün içinde rehin hakkına açıkça itiraz etmezse, artık bu takipte rehin hakkının kabul edilmiş sayılacağı,
-borçlu yalnız rehin hakkına itiraz ederse, alacaklının, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipten vazgeçerek, takibin haciz yoluyla devamını isteyebileceği yazılır (İ.İ.K. mad. 146-147).

Alacaklı, menkul rehninin paraya çevrilmesi için yaptığı ilamsız takipte düzenlediği ödeme emrine herhangi bir belge eklemek zorunda değildir

Ödeme emrine itiraz ve itirazın incelenmesi genel haciz yolundaki gibidir. Ek olarak şu özellikler mevcuttur:
- yedi günlük itiraz süresi içinde alacaklının rehin hakkına ayrıca ve açıkça itiraz etmemiş olan borçlu alacaklının bildirdiği rehin hakkını kabul etmiş sayılır.
-borçlu, ödeme emrine itiraz etmez ve onbeş gün içinde de borcunu ödemezse veya itiraz eder ve itirazı mahkemece iptal edilir veya tetkik merciince kaldırılırsa, alacaklı merhunun satılmasını ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde isteyebilir (İ.İ.K. mad. 150e).

IV. REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA İLAMLI TAKİP

Yük üzerindeki, kanundan doğan rehin hakkı bir ilamda veya ilam niteliğindeki belgede tespit edilmiş ise, yük alacaklısı hakkı sahibi, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapabilir (İ.İ.K. mad. 150h) .

TAKİP TALEBİ

Takip talebi, ilamlı takip yoluna benzerdir. Oradakinden farklı olarak, buradaki takip talebine rehinli menkul malın ne olduğu yazılır. Ayrıca takip talebinin borçlu hanesinde yük sahibi gözükecektir.

Yük alacaklısı hakkı sahibinin ilamlı takip talebini alan icra müdürü, borçluya İ.İ.K. mad. 32?ye göre bir icra emri gönderir ve borçlunun ilgili borcu icra emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde ödemesini veya bu süre içinde borcu ödemez ve tehir-i icra kararı da getirmezse rehnin satılacağı ihtar edilir .

Yük sahibi borçlu, yedi gün içinde de borcunu ödemez ve tehir-i icra kararı da getirmezse, alacaklı, merhunun satılmasını icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde isteyebilir (İ.İ.K. mad. 150e).






V. MÜŞTEREK HÜKÜMLER

A. Paraya Çevirme (Satış)

Yük alacaklısı, ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde menkul rehnin satışını isteyebilir (İ.İ.K. mad. 150e f. 1). Alacaklı bu bir yıllık süre içinde rehinli malın satışını istemezse, yapmış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip düşer (İ.İ.K. mad. 150e f. 2).

Genel haciz yolundakinden farklı olarak, burada takip düşmekte, yani iptal edilmektedir. Bu bir yıllık satış isteme süresini geçiren alacaklının, eski takibe devam etmesi mümkün olmayıp yeni baştan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması gerekir . Halbuki haciz yoluyla takipte, düşen takip değildir. İsviçre?de her iki halde de takip düşer

Rehinli mallar, genel haciz yolundaki hükümlere göre, hacizli mallar gibi, icra dairesi tarafından satılır (İ.İ.K. mad. 150g) . Merhunun, icra makamları tarafından ve kanundaki şekillere göre paraya çevrilmesi hakkında yer alan hükümler amir hükümler değildir. Taraflar, bu hususta başka bir tasfiye şeklini, ezcümle rehnin alacaklı tarafından paraya çevrilmesi hususunu muteber olarak kabul edebilirler .

B. Paraların Paylaştırılması

Paraların paylaştırılması da genel haciz yolundaki gibidir (İ.İ.K. mad. 151).

Rehnin satış tutarı aynı derecedeki bütün rehinli alacakları ödemeye yetmezse, icra müdürü bir sıra ve pay cetveli düzenler (İ.İ.K. mad. 151 f.2).
VI. DENİZ HUKUKUNA MAHSUS DURUMLAR

A. Merhunun Ele Geçirilmesi

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte haciz safhası olmadığı gibi merhunun takip talebi ile birlikte icraya teslimi de şart değildir. Fakat icranın satış talebi üzerine, ihaleyi müteakip teslim görevini yerine getirebilmesi için- artık merhunu ele geçirmesi zorunludur.

Menkul rehinlerinde merhunu icraya kaideten alacaklı tevdi eder. Merhun istisnaen borçluda veya üçüncü şahısta ise icra bunu onlardan gerekirse cebir de kullanarak alır. Merhun, örneğin yabancı ülkede olması halinde icraya teslim edilemiyor veya icraca ele geçirilemiyorsa, satış talebi hükümsüzdür .

Menkul rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte icranın satış talebinden önce merhuna el koyabilmesi hukuken imkan dahilinde olmayabilmektedir. Bu durum deniz hukukunun ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. Sakıncaları ortadan kaldırmak amacıyla tek çare ihtiyati haciz olarak gözükmektedir. Ancak bu da oldukça külfetli bir iştir. Böyle bir durumda eğer alacak şahsi sorumluluğa tabi ise takip haciz yoluyla devam edebilmelidir .

B. İhtiyati Haciz

Deniz takip hukukunda yük alacaklılarına tanınan diğer bir imkan ise, T.T.K. mad. 1242/1 gereğince yük üzerindeki kanuni rehin haklarına rağmen yükü ihtiyaten haczettirebilmeleridir. Böylece İ.İ.K. mad. 257?de öngörülen alacağın rehinle temin edilmemiş olması şartı, yük alacaklısı hakları bakımından aranmayacaktır .
Dikkat edilmesi gereken bir husus olarak akdi rehinlerde, alacaklıya iflas yolu açılmadığı gibi ihtiyati haciz yolu da açılmış değildir. Ayrıca ihtiyati haciz davadan önce istenebileceği gibi, dava derdest iken dahi istenebilir .

C. Rehinde Sınırlama

Kanun belirli hallerde, gemi alacaklısı hakkının aksine, alacaklının yük üzerinde kanuni rehin hakkına sahip olacağını ifade ederken yükün devlet veya kamu tüzel kişisinin malı olup olmadığı ile ilgili bir ayırıma gitmiş değildir. Aksi takdirde, bir müşterek avarya veya kurtarma-yardım hareketi durumunda devlet malı olan yüke gerekli özenin gösterilmemesi ve devlete ait yüklerin kredi ile taşınmaması gibi devlet aleyhine sonuç verebilecektir .














SONUÇ


Gemi alacaklısı ve yük alacaklısı haklarından da anlaşıldığı gibi deniz ticareti faaliyetlerinden doğan borçların alacaklıları çoğunlukla rehinli alacaklı durumundadır. Bunların başvuracakları yol da normal olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir.

Yük alacaklısı hakkı denen, yük üzerinde kural olarak kanuni bir rehin hakkı doğuran ve yük sahibinin sınırlı ayni sorumlu olduğu durumlarda hak sahibinin takip ve öncelik hakları vardır.

Yük alacaklısı hakkının doğduğu hallerde, sahip olunan bu ayrıcalıklı durumun realiteye dönüşebilmesi için cebri icra tehdidinin oluşması gerekir. Gemi alacaklısı hakkından farklı durumlar arz etse bile yük alacaklısı hakkının da hukuk tarafından himayeyi haiz olduğu açıktır. Aksi takdirde özellikle yolculukta kredi temini, yükün kurtarma-yardımdan faydalanması, müşterek avaryadan sorumluluk gibi haller gerçekleşmeyecektir.

Ayrıca İ.İ.K. gerekçesinde de belirtildiği gibi deniz hukukunun yapısı gereği, özellikle geminin devamlı olarak dış seferlerde kullanılması alacağın teminini de zorlaştıracaktır. Bu çerçevede de yük alacaklısına ihtiyati haciz imkanı getirilmiştir.

İhtiyati haciz bakımından ise, yük alacaklıları, yük sahibinin yalnız sınırlı ayni sorumlu olduğu durumlarda, ancak sorumluluğa mevzu teşkil eden mallara ihtiyati haciz koydurabilirler. Yük sahibinin aynı zamanda şahsi sorumlu olduğu haller bunun istisnasıdır. Eğer yük sahibinin şahsi sorumluluğu bir miktar ile sınırlı ise yük alacaklıları ancak bu miktar için yük sahibinin diğer mallarını haczettirebilirler (İ.İ.K. mad. 257). Yani yük sahibi bazı yük alacaklılarına karşı yalnız yük serveti ile değil, bunun dışındaki malvarlığı yani kara serveti ile de şahsen sorumludur.

Yukarıda zikredilenler çerçevesinde yük alacaklısı hakkı gemi alacaklısı hakkı gibi kural olarak kanuni bir rehin hakkıdır; ancak T.T.K. gereğince gemi alacaklısı hakkından farklı durumlar da arz etmektedir.

YARARLANILAN KAYNAKLAR

AYBAY, Gündüz, Deniz Ticaret Hukuku ile İlgili ?notlandırılmış- Yargıtay
Kararları, İstanbul 2000

ÇAĞA, Tahir, Deniz Ticaret Hukuku III, İstanbul 1988

KENDER, Rayegan ? ÇETİNGİL, Ergon, Deniz Ticaret Hukuku, İstanbul 1998

KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, Ankara 1999

MUŞUL, Timuçin, İ.İ.K. ve İlgili Mevzuat, İstanbul 1999

POSTACIOĞLU, İlhan E., İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1969

ÜSTÜNDAĞ, Saim, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1982

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ 1
I. GENEL OLARAK 4
II. YÜK ALACAKLISI HAKKININ TAKİP YOLU 5
III. REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA İLAMSIZ TAKİP 6
A. Takip Talebi 6
B. Ödeme Emri ve Kesinleşmesi 7
IV. REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA İLAMLI TAKİP 8
V. MÜŞTEREK HÜKÜMLER 9
A. Paraya Çevirme (Satış) 9
B. Paraların Paylaştırılması 9
VI. DENİZ HUKUKUNA MAHSUS DURUMLAR 10
A. Merhunun Ele Geçirilmesi 10
B. İhtiyati Haciz 10
C. Rehinde Sınırlama 11
SONUÇ 12
YARARLANILAN KAYNAKLAR 14

  Emre ALCAN

SIK SORULANLAR
BİLGİ EDİNME
TÜKETİCİ KÖŞESİ
ÜCRETSİZ AVUKATLIK
HUKUK EĞİTİMİ
 
Üyelik işlemleri
 
K.Adı
Parola
            
      Şifremi Unuttum
      Üye Ol
Hukuk Arama Motoru
Hukuk Anketi
Reklam Alanı







Zirve100